Ana içeriğe atla

Fed filmi başa sarıyor

ABD’de faiz artışı, ekonomik durgunluk ve yüksek borç oranları nedeniyle 2007’de olduğu gibi yeni bir kriz dalgasına yol açabilir.




Kurtarıcı değil
2008 küresel krizinin başlangıcına baktığımızda, ilk emareler Bear Stearns’in batışıyla görüldü. Art arda gelen iflasların ardından finans devi Lehman Brothers, 25 Eylül 2008’de batan 13. banka oldu. Küresel kriz de bu tarihte tam olarak patlak vermiş oldu. ABD’nin destekleme paketleri finansal sektörü rahatlatsa da kriz, ABD ile sınırlı kalmadı. Firma iflaslarından devlet iflaslarına geçildi. Avrupa’da kamu borcu, yüksek bütçe açığı ve işsizlik sorunları oluştu.

Dağ gibi borç
Öte yandan faizlerin yükselmesiyle birlikte gelişen ekonomiler için işler daha da zorlaşacak. Kendi ülkesindeki sıfır dolayındaki faiz ve sıfıra yakın risk yerine, yüksek reel faiz ve yüksek riski tercih eden yabancı yatırımcı, Fed’in faiz artırımlarına başlamasıyla birlikte düşük riskli ortama dönmeyi tercih edecek ve Türkiye gibi riskli ülkelerden çıkacak. Böylece bu ülkeler dağ gibi borçla baş başa kalmış olacak.



ABD Merkez Bankası’nın (Fed), yaklaşık son 10 yıldır ilk kez faiz artırması beklenen Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı bugün başlayacak. Fed, küresel krizin başlangıcı olarak kabul edilen 2008’den 2014’ün son çeyreğine kadar parasal genişleme politikası uyguladı. Başta Fed olmak üzere pek çok banka tarihte görülmemiş şekilde koordineli bir biçimde faizleri düşürdü. Tahvil alım programlarıyla piyasalar rahatlatılmaya çalışıldı. Ancak parasal genişleme, ekonomi içinde verimsizliklere, yanlış kaynak dağıtımına yol açtı.

Amerika’da 2007-2008 krizinden önceki bütün problemlerin nedeni de buydu. Fed, 2000 yılında yüzde 6.5 oranında olan faiz oranını 2001’in başında yüzde 6’ya, 2004’e kadar da yüzde 1’e düşürdü. 2004’ten 2007’ye kadar faizleri yeniden yükselterek 5.25’e çeken Fed, krizden bu yana da faizleri yüzde 0.25 düzeyinde tutuyor.

Özetle 2000’lerin başında da ABD çok düşük faizlerle ekonomiyi yürüttü. ABD’de para hacminin yüksek olması nedeniyle, bazı finansal kuruluşlar kredibilitesi zayıf olan kişilere de mortgage kredisi vererek, geri dönüşü riskli bir mali yapıya girdiler. Artan faizlerle birlikte kredilerin geri dönüşümü zora girince yatırım bankaları ve ABD mortgage piyasası için de çanlar çalmaya başladı.

Şimdi de benzer bir senaryo yaşanıyor. Geçen hafta cuma günü ABD’li yatırım fonu Third Avenue tasfiye kararı aldı. Third Avenue, yüksek getirili ancak temerrüde düşme riski yüksek çöp bonolar arasında değerlendiriliyor.

2007’ye dönüş
Fonun yatırımcılarının aylarca paralarını geri alamayacağı söyleniyor. Ancak asıl korku bu durumun diğer hedge fonlarına da yayılma ihtimali. Krizden bu yana yüksek getirili fonların miktarı ikiye katlandı. Bunun nedeni düşük faiz nedeniyle güvenli yatırımların getirisinin çok az olması. Şimdi ise yatırımcılar tek seferde bu fonlardan paralarını çekerse ne olacağı bilinmiyor.

Çoğu hedge fon şirketi borçlarını geri ödeyememe riskiyle karşı karşıya ve bu 2008 krizinden bu yana ilk kez görülüyor. Dolayısıyla piyasalarda 2007’dekine benzer bir durum yaşanacağı endişesi var. 2007’de de Fransa’nın en büyük bankası BNP Paribas, ABD’deki yatırım bankaları ve aracı kurumlarda olan yatırımlarını durdurmuş ve geri çağırmıştı.

İki büyük zorluk
Parasal genişleme uygulaması sonucunda Fed’in bilanço büyüklüğü yaklaşık 900 milyar dolar düzeyinden 4.5 trilyon dolar düzeyine yükseldi. Yani bankanın kriz öncesine göre yaklaşık beş katı daha büyük bir bilançosu var.

Bu büyüklükteki bir bilançoyla faizleri nasıl kontrol edeceği ise belirsiz. Fed, bu kadar büyük bir likiditenin fiyatına istediği gibi alt sınır koyamayabilir.

İkinci büyük zorluk dünyanın geri kalanı bütünüyle büyüyemezken ABD ekonomisinin tek başına büyüyor olması. ABD ekonomisi hızlı toparlanma sürecine devam etse de dünyanın geri kalanı için durum hiç de öyle değil.

Çin, Avrupa ve Japonya’da ivme kaybı sürüyor. Düşen emtia fiyatları dünya ekonomisinde durgunluğun daha da derinleşeceğinin sinyalini veriyor. Bu da ABD ekonomisinin kendi başına büyümeyi sürdürüp sürdüremeyeceği konusunda soru işaretlerini artırıyor. Eğer dünya ekonomisi yine karaya oturursa Fed’in faiz indirimi için alanı 2008 kriziyle kıyaslanamayacak kadar dar.





 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.